MUSTAFA KEMAL'İN SAATİ

Mustafa Kemal derlerdi,
Sonradan duydum adını,
Beni yumuşak parmaklarile okşar,
Eğilip bakardı ışıklı gözlerile.
Ona ben gösterirdim zamanını;
Güneş ışığında, ay ışığında,
Yıldız ışığında, mermilerin ışığında.
Senelerce dolaştık beraber,
Çöllerde, dağlarda, salonlarda.
Soğukta beraber titredik.
Beraber terledik sıcaklarda.
Kalbinin atışlarını duyardım
Ve anlardım düşünüp hissettiklerini.
        Çanakkale'ye gitmiştik neden sonra,
        Bütün gürültülere alışmıştım.
        Şehitlere, yaralılara, seslere alışmıştım.
        Top sesleri, denizin gürültüsü, kalbinin sesi,
        Atların, katırların o acayip kişnemesi,
        Hilâl bıyıklı kahramanlar
        Kanla sulanan toprak,
        Göklere uçan gövde bacak,
        Türklüğün inatlı mukavemeti
        Ürpertirdi zaman zaman beni.
Bir gündü, amansız bir boğuşmanın sonu.
Rüzgârda susmuştu toprak gibi,
Denizde dev gibi gemiler ve gölgesi bulutların,
İleri mevzilerdeydik
Her zaman olduğu gibi,
Gözleri ufuklardaydı, eli düşüncesinde.
Düşüncelerin en incesinde...
Kalbinin atışlarını dinliyorum.
Zaman endişeliydi.
        Rüzgâr durmuştu.
        Bir top patladı uzaklardan,
        Bir şarapnel geliyordu bize doğru.
        Saliselerine varıncaya kadar hızının,
        Hesapladım, hesapladım da
        Önüne koyuverdim kendimi
        Bir anda duruverdi tıkırtılarım,
        Ama onun kalbi durmadı...

Muzaffer UYGUNER